Neyle savaşıyorsun sordun mu hiç kendine?Bir durup nefes aldın da , bu neyin savaşı ey ruhum dedin mi?
Sürekli bir koşturma, mücadele, herşeyi yoluna koyma,herkesi memnun etme, kendine biçtiğin bütün görevleri yerine getirme çabasındasın. Tüm bu uğraşların peşinde savrulup dururken, üstelik zaman da öyle durmaksızın akıp geçerken, Ruhuna sordun mu peki neyin savaşı bu? Ne için hırpalayıp duruyorsun kendini?Kimden öğrendin kendini hırpalamayı? Savaştığın şeyler , uğruna savaşman gereken şeyler mi?
Belki de artık durman gerekiyordur. Belki artık denizin dalgaları gibi coşmak yerine durgun sular gibi akışa bırakman, olanı farketmen, kabullenmen ve korkmadan tüm cesaretinle o yeni ve daha önce girmediğin sokaklara girmen gerekiyordur.
Belki hayatının değişme evresine gelmişsindir de tek bir adım için cesaretin gerekiyordur. Belki o güzel günler, seni o bilmediğin kapıların ardında bekliyordur. Belki artık değişime dönüşüme direnmeden korkmadan adım atman gerekiyordur.
Belki o yollar ne sandığın kadar uzak, ne sandığın kadar ıssız nede sandığın kadar korkutucudur.
Belki herşey zihninin ilizyonudur da senin kendin gibi olabileceğin o sihirli hayata adım atmanı engelliyordur. Belki küçücük bir adım, küçük bir gülümseme yada bir güzel söz, bütün hayatını değiştirecektir. Belki vazgeçersen belirsizliğin korkusundan, seni orada bir cennet bekliyordur…
Ernur BAYRAV